Büyük kitlesel felaket yaşandığında çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanların belirlenmediğini belirten uzmanlar bu konuda acilen kapsamlı bir plan yapılması gerektiğini belirtiyor. ",. Afet sürecinde sahada aktif olarak görev alacak sağlık çalışanlarının yarın bir afet olacakmış gibi gerçek tatbikatlarla bilinçlendirilmesi ve hazırlanması gerekiyor” diye konuştu. Türkiye’de yüzde 50’si devlet hastaneleri, yüzde 35’i özel hastanelere, yüzde 15’i ise vakıf üniversitelerinde olmak üzere toplam 48 bin 753 yoğun bakım ünitesi bulunuyor. Serdar Epözdemir ile konuştu. Marmara Bölgesi’nde bulunan 14 bin 508 yoğun bakım ünitesinin yaklaşık 9 bin 587’si ise İstanbul’da. İstanbul’da yer alan yoğun bakım yatak sayısının nüfusa oranla yetersiz kaldığını belirten Epözdemir, “COVID-19 pandemisinin ardından yoğun bakım ünitelerinin durumunu kontrol etme olanağımız oldu. Epözdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir afette nerelerin yoğun bakım için değerlendirilebileceğinin belirlenmesi gerekir. Sağlık Bakanlığı’nın hastane afet planı var fakat yetersiz. Uzmanlar bu konuda acilen kapsamlı bir plan yapılması gerektiğini belirtiyor. Afet durumunda sağlık alanında hızlıca aksiyon almanın zor olduğunu gördük. Yaşanan büyük kayıplar sonrasında beklenen Marmara depreminde sağlık alanında yapılması gerekenler yeniden masaya yatırıldı. ‘YARIN OLACAK GİBİ’Cumhuriyet, konuya ilişkin Türk Yoğun Bakım Derneği Salgın Hastalıklar ve Afetler Çalışma Grubu Başkanı Prof. Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinin üzerinden bir yıl geçti. Prof. Hastanelerin çoğu, daha bina olarak bile yeterli değil. Sağlık sektörü, merkezi-toplum yerel yönetimlerle ve sivil kuruluşlarla afet planlamasında rol almalıdır. Beklenen depreme İstanbul’daki yoğun bakım ünitelerinin hazır olup olmadığı konusu ise uzmanlar tarafından tartışılan konulardan biri oldu. ”",Büyük bir kitlesel felaket yaşandığında çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanlar yok. Dr.
Uzmanlar bu konuda acilen kapsamlı bir plan yapılması gerektiğini belirtiyor. İstanbul’da yer alan yoğun bakım yatak sayısının nüfusa oranla yetersiz kaldığını belirten Epözdemir, “COVID-19 pandemisinin ardından yoğun bakım ünitelerinin durumunu kontrol etme olanağımız oldu. Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinin üzerinden bir yıl geçti. Serdar Epözdemir ile konuştu. Sağlık Bakanlığı’nın hastane afet planı var fakat yetersiz. Epözdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir afette nerelerin yoğun bakım için değerlendirilebileceğinin belirlenmesi gerekir. ”",Büyük bir kitlesel felaket yaşandığında çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanlar yok. Afet sürecinde sahada aktif olarak görev alacak sağlık çalışanlarının yarın bir afet olacakmış gibi gerçek tatbikatlarla bilinçlendirilmesi ve hazırlanması gerekiyor” diye konuştu. ‘YARIN OLACAK GİBİ’Cumhuriyet, konuya ilişkin Türk Yoğun Bakım Derneği Salgın Hastalıklar ve Afetler Çalışma Grubu Başkanı Prof. Yaşanan büyük kayıplar sonrasında beklenen Marmara depreminde sağlık alanında yapılması gerekenler yeniden masaya yatırıldı. Hastanelerin çoğu, daha bina olarak bile yeterli değil. Afet durumunda sağlık alanında hızlıca aksiyon almanın zor olduğunu gördük. Prof. ",. Dr. Büyük kitlesel felaket yaşandığında çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanların belirlenmediğini belirten uzmanlar bu konuda acilen kapsamlı bir plan yapılması gerektiğini belirtiyor. Beklenen depreme İstanbul’daki yoğun bakım ünitelerinin hazır olup olmadığı konusu ise uzmanlar tarafından tartışılan konulardan biri oldu. Türkiye’de yüzde 50’si devlet hastaneleri, yüzde 35’i özel hastanelere, yüzde 15’i ise vakıf üniversitelerinde olmak üzere toplam 48 bin 753 yoğun bakım ünitesi bulunuyor. Marmara Bölgesi’nde bulunan 14 bin 508 yoğun bakım ünitesinin yaklaşık 9 bin 587’si ise İstanbul’da. Sağlık sektörü, merkezi-toplum yerel yönetimlerle ve sivil kuruluşlarla afet planlamasında rol almalıdır.