Sezgin Tanrıkulu, geçtiğimiz hafta bir TV kanalında programa bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Tanınmış insan hakları savunucusu, Diyarbakır Barosu önceki başkanlarından, CHP Diyarbakır milletvekili Av. Dr. . Mesele yalnızca sosyal medya linçiyle sınırlı kalsa, “milletvekilleri de eleştirilebilir” denip geçilebilirdi belki, ama öyle olmadı. Biz milletvekiliyiz, bunları sorgularız. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi?” ifadelerini kullandıktan sonra, önce sosyal medyada bir linç dalgası başladı. Bu saatten sonra Tanrıkulu’nun kılına zarar gelse, sorumlusu devlettir. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan? Benim takip ettiğim davalar var. Bu olay, belki de bu topraklarda yaşayan insan hakları savunucularının aslında ne kadar yalnız olduğunu hatırlamayı da sağlıyor.
TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan? Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi?” ifadelerini kullandıktan sonra, önce sosyal medyada bir linç dalgası başladı. Sezgin Tanrıkulu, geçtiğimiz hafta bir TV kanalında programa bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Bu olay, belki de bu topraklarda yaşayan insan hakları savunucularının aslında ne kadar yalnız olduğunu hatırlamayı da sağlıyor. Tanınmış insan hakları savunucusu, Diyarbakır Barosu önceki başkanlarından, CHP Diyarbakır milletvekili Av. Dr. Bu saatten sonra Tanrıkulu’nun kılına zarar gelse, sorumlusu devlettir. Mesele yalnızca sosyal medya linçiyle sınırlı kalsa, “milletvekilleri de eleştirilebilir” denip geçilebilirdi belki, ama öyle olmadı. . Biz milletvekiliyiz, bunları sorgularız.